“Kick boksçu yumruk attı, 22 gün sonra öldü” (https://www.cgtnturk.com/kick-bokscu-yumruk-atti-22-gun-sonra-oldu)
KASTIN AŞILMASI SURETİYLE İNSAN ÖLDÜRME SUÇU
TCK’nın 87/4 maddesine göre; Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Bir kişinin kastının yaralamaya yönelik olmasına rağmen yaralama sonucunda ölümün meydana gelmesi halinde 86/1 maddesine giren hal nedeniyle ölüm meydana gelmişse (örneğin fail mağdura yumruk vurmuş,mağdur yere düşmesi üzerine kafasını betona çarpması nedeniyle ölmüşse) faile verilecek ceza 8 yıldan az 12 yıldan fazla olamayacaktır.Buna karşılık failin eylemi 86.maddenin üçüncü fıkrasına giren bir hal oluşturuyorsa (örneğin fail,mağdura kendince ceza vermek amacıyla mağdurun bacağına ateş etmiş,ancak mermi mağdurun ana damarına isabet etmesi nedeniyle mağdurun kanamaya bağlı olarak ölmesi durumunda) verilecek ceza 12 yıldan az 18 yıldan fazla olamayacaktır.
TCK’nın 87/4 maddesinin uygulama alanı bulacağı olayda fail aslında yaralama kastıyla hareket etmekte ancak istemediği halde eylemi sonucunda ölüm meydana gelmektedir.Failin böyle bir durumda sorumlu tutulması için meydana gelen ölüm olayı bakımından taksir derecesinde bir kusurunun olması gerekmektedir.
TCK’nın 87/4 maddesinde,yukarıda maddenin (yani 86.maddenin) birinci fıkrasına veya üçüncü fıkrasına giren haller sonucuna ölümün meydana gelmesi arandığından TCK’nın 86/2 maddesi kapsamında basit bir tıbbi müdahele ile giderilebilecek bir yaralanma sonucunda ölümün meydana gelmesi halinde TCK’nın 87/4 maddesi uyguanamayacaktır.Bu durumda şartların mevcut olması halinde fail hakkında TCK’nın 85.maddesinde düzenlenen taksirle öldürme hükümleri uygulanabilecektir.Örneğin mağdurda kalp yetmezliği,yüksek tansiyon gibi bir hastalık vardır.Fail,mağdurun karnına yumruk atmıştır.Aslında böylesi bir eylem TCK’nın 86/2 maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir eylemdir.Bu eylem sonucunda ölümün gerekleşmesi halinde fail hakkında TCK’nın 85.maddesindeki şartlar da varsa bu madde uygulanacaktır.Failin,mağdurdaki rahatsızlığı bildiğinin sabit olması ve buna rağmen eylemi gerçekleştirmesi halinde Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre fail hakkında TCK’nın 22/3 maddesi yani bilinçli taksir hükümleri uygulanacaktır.
TCK’nın 87/4 maddesinin uygulanabilmesi için failin eylemi ile ölüm arasında nedensellik bağının olması,yani ölümün failin eylemi sonucunda meydana gelmesi gerekir.
Failin kastının yaralama yönelik olması gerekir.Eğer failin kastı yaralamaya değil de öldürmeye yönelik ise bu durumda fail hakkında TCK’nın 81.maddesi uygulanacaktır. (İnsan öldürme suçu hakkında açıklamalar için https://mnhhukuk.com/kasten-oldurme sitesini ziyaret edebilirsiniz)
Bu yüzden maddi olayın yaralamaya yönelik mi yoksa öldürmeye yönelik mi olduğunun kesin bir surette ortaya çıkartılması gerekmektedir.
SUÇUN CEZASI
Kastın aşılmasıyla insan öldürme suçunun cezası TCK’nın 86.maddesinin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, 87.maddesinin üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasıdır.
YARGITAY KARARLARI
“….Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık Ahmet’in, olaydan önce telefonda tartıştığı maktul ile evlerinin yakınında karşılaştığı, çıkan kavga sırasında maktulün sanığı darp ettiği, maktulün elinden kurtulan sanığın yakında bulunan evine giderek, evden aldığı ekmek bıçağını beline sokup tekrar maktulün yanına geldiği, maktul ile birlikte bir süre yürüyerek geldikleri zeytin bahçesinde, sanıkla maktulün tekrar kavgaya tutuştukları, sanığın belinden çıkardığı ekmek bıçağı ile maktulün sol bacak üst dış yanına ve sol diz dış yanına vurduğu, sanıkla mağdurun arkasından yürüyen ve olayı görerek gelen tanık Ramazan’a, sanığın, üzerinden çıkardığı tişörtünü verdiği,tanık Ramazan’ın sanıktan aldığı bu tişörtle maktulün yarasından akan kanı durdurmaya yönelik ilk yardımda bulunduğu, yine sanığın olay yerine ambulans çağrılması için cep telefonunu olay yerine gelen Tayfun’a kullandırdığı olayda;
Sanığın engel hal olmadığı halde eylemini sürdürmediği, mağdurun bacağından kan geldiğini görünce eylemine son verdiği, olay yerine gelip ilk yardımda bulunmaya çalışan tanıklara yardım etmeye çalıştığı, eylemin kavga ortamında meydana geldiği, ölümü meydana getiren yaranın yeri ve niteliği, özellikle hayati bölgelerin hedef alındığını, sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğini gösteren her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıtın bulunmadığı anlaşıldığı halde; yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan, 5237 sayılı Yasanın 87/4. maddesi 2. cümlesi, 29, 31/3, 62. maddeleri uyarınca, ancak ölüme neden olan yaranın niteliği dikkate alınarak, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde aynı Yasanın 82/1-e, 29/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca hüküm kurulması…”(Yargıtay 1.Ceza Dairesi 2012/5159 esas ve 2013/1941 karar)
“….Oluşa, dosya içeriğine ve özellikle tanıklar Melek ve Fahrettin’in soruşturma aşamasındaki beyanlarına göre, kardeş olan ve aralarında husumet bulunmayan sanıkların, saat 23.00 sıralarında tanıkların birlikte yaşadıkları eve rahatsız olan tanık Fahrettin’i ziyaret maksadıyla alkollü halde gittikleri, orada da alkol almaya ve konuşmaya devam ettikleri sırada sanığın, kardeşi maktule ‘efendi gibi otur’ diyerek tokat attığı, maktulün de sanığa yumrukla karşılık vermesi üzerine karşılıklı kavgaya tutuştukları, alkollü olan sanığın, ele geçirdiği bıçağı kavga ortamında maktule salladığı ve birisi kasık, diğeri de sol kol bölgesinden olmak üzere iki isabetle yaraladığı, koldaki yaranın öldürücü olmadığı, maktuldeki kanamayı gördükten sonra da “kardeşim seni mi vurdum” diyerek dışarıya çıkan, engel olmadığı halde eylemini sürdürmeyen sanığın, maktulü hastaneye götürmek üzere taksi getirmeye gittiği, çağırdığı taksinin yaralıyı görünce bırakıp gitmesi üzerine bu kez yeniden araç bulmaya çalıştığı, ancak bulamadığı, daha sonra tanık Melek’in çağırdığı taksiyle maktulün hastaneye götürüldüğünü öğrenmesi üzerine kendisinin de başka bir araçla hastaneye gittiği, maktulün büyük damar yaralanmasından gelişen dış kanama sonucu hastanede öldüğü olayda,
Öldürme kastıyla hareket edildiğini gösterir, kesin ve yeterli kanıt bulunmadığı anlaşıldığı halde, kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak suçundan 5237 sayılı TCK.nun 87/4 maddesi uyarınca hüküm kurulması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek kasten öldürme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması…”(Yargıtay 1.Ceza Dairesi 2011/1479 esas ve 2011/5750 karar)
Videolu anlatım için Youtube kanalımızı ziyaret edebilirsinizhttps://studio.youtube.com/video/jKrFqlR2wZo/edit