CİNSEL SALDIRI SUÇU
1-Suçun faili ve mağduru
Cinsel saldırı suçunun faili herkes olabilir. Fail ve mağdur aynı veya farklı cinsiyetten olabilir. failin erkek olması şart değildir.
Suçun mağduru herkes olabilir. Ancak, mağdurun failin eşi olması durumu, nitelikli cinsel saldırı bakımından kanunda ayrıca düzenlenmiştir.
Mağdurun yaşının 18’den küçük olması halinde cinsel saldırı suçu değil çocukların cinsel istismarı suçu oluşacaktır. Yazıya https://mnhhukuk.com/cocugun-cinsel-istismari-sucu-ve-cezasi/ adresinden ulaşabilirsiniz
Mağdur 15-18 yaş arasında ve cinsel ilişkiye rızası var ise eylem reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturacaktır.
15 yaşından küçüklerin rızası bulunsa dahi bu rıza hukuken geçerli olarak kabul edilmediği için çocukların cinsel istismarı suçunu oluşturacaktır.
Hukuken geçerli bir rızanın varlığı halinde eylem hukuka uygun olacaktır.Ancak; rıza, örneğin sadece okşanmaya veya öpülmeye yönelik olmasına rağmen organ sokmaya yönelik bir rıza yoksa organ sokmak suretiyle cinsel saldırı suçundan söz edilebilecektir.
Dolayısıyla; her somut davada, rızanın olup olmadığı,rıza varsa bile nereye kadar ve hangi eyleme rıza olduğunun tespit edilmesi önem arz edecektir.
2-Suçun Maddi Unsuru
TCK’nın 102.maddesinin 1.fıkrasında da belirtildiği üzere, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığının ihlalidir. Suçun takibi şikayete bağlıdır.
Vücut dokunulmazlığının ihlalinin cinsel davranışlarla olması gerekir.Örneğin kalçaya veya göğüse dokunma, yanağından veya dudağından öpme, kalçayı veya vücudu okşama, kişiye sarılma gibi eylemler cinsel davranışlardır.
Cinsel saldırıdan söz edilebilmesi için mutlaka bedensel temasın mevcut olması gerekir. Bedensel temas yoksa cinsel taciz akla gelmelidir.
3-Cinsel saldırının vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi
Cinsel saldırının vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi halinde suçun ağırlaşması hali ortaya çıkacaktır. (TCK m. 102/2). Herhangi bir vücut boşluğuna (örneğin kulağa dahi) cinsel veya diğer bir organ sokmanın yanı sıra cisim sokulması,vücuda penis,cop, salatalık,patlıcan gibi sair bir cisim sokulduğu takdirde de bu suç oluşacaktır.
4-Eşe karşı cinsel saldırı

TCK’nın 102/2-2.cümleye göre cinsel saldırı suçunun (yani vücuda organ veya sair cisim sokma eyleminin) eşe karşı işlenmesi durumunda soruşturma ve kovuşturma eşin şikayetine bağlıdır.Şikayetçi olan eşin daha sonra şikayetinden vazgeçmesi mümkündür.Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçme olması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilecektir. Buna karşılık dava açılmış ise ve kovuşturma aşamasına şikayetten vazgeçme olursa düşme kararı verilecektir.
5-Suçun Manevi Unsuru
Cinsel saldırı suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Fail, davranışının cinsel mahiyette olduğunu bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmeyen temaslar (Örneğin kalabalık insan grubunun olduğu durakta otobüse veya tramvaya binerken başka birinin vücuduna temas edilmesi) suç oluşturmayacaktır. Ancak burada da temasın bilerek ve isteyerek yapılıp yapılmadığının ortaya konulması önem arz edecektir.
6-Cinsel saldırı suçu ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu
“…Cinsel saldırı eyleminin işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurun iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması nedeniyle mağdurun hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alındığında, dosya kapsamına uygun kabule göre mağdurenin cebir, tehdit veya hile olmaksızın sanık ile birlikte gittiği yerde cinsel saldırı eyleminin gerçekleşip, bunun dışında sanığın ayrıca hürriyeti kısıtlayan başka bir hareketin bulunmaması nedeniyle bu suçun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” (Yargıtay 9.Ceza Dairesi 2021/24901 E. , 2022/1624 K.)
7-Cinsel istismar suçu ve mağdur beyanının delil değeri
Cinsel istismar suçları çoğunlukla fail ve mağdur arasında gerçekleşir. Genellikle bu suçun görgü tanığı yoktur. Fiil de genellikle kimsenin görmeyeceği ve duymayacağı yerde/yerlerde gerçekleştiğinden olay anına ilişkin kamera kaydı gibi delil de elde edilememektedir.
Mağdurun beyanlarının, DNA incelemesi, adli raporlar,kıyafetleri hakkındaki tespiterle doğrulanması, mağdur beyanlarının aşamalarda hep uyumlu olması, fail ile aralarında bir husumet olmaması, olaydan hemen sonra şikayetçi olması gibi hususlar mağdurun beyanlarına değer verilmesini sağlayabilecek kriterlerdir.
Bu suça ilişkin kanunda öngörülen cezanın çok fazla olması dikkate alındığında profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz. “Ama ben bir şey yapmadım” rahatlığıyla girilen davalarda mağdur beyanlarına değer verilerek çok sayıda kişinin ceza aldığını ifade etmek isteriz.
Mağdurun çelişki beyanları karşısında beraat kararı verilmesi gerektiğiyle ilgili Yargıtay kararı:
“….Olayın intikal biçimi ve zamanı, mağdurenin aşamalarda olayın oluş şekli ile gerçekleştiği tarihlere yönelik çelişkili ve tutarsız beyanları, 16.07.2009 tarihinde dosyaya sunduğu dilekçe içeriği, mağdurenin babası Dursun’un aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…”(Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2020/8368 E. , 2021/3487 K.)
Mağdurun çelişkili beyanları nedenyle eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki olacağına dair Yargıtay kararı
“…Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, ablası olan tanık Güler’in mağdurenin anlatımına atfen beyanının mağdurenin anlatımları ile tamamen çelişkili bulunması, inkara yönelik savunma ve tüm dosya içeriği karşısında; mağdurenin sanıkla tanıştığı gün ve sonrasında birlikte çeşitli yerlere giderek cinsel ilişkide bulunması eylemlerinin zora dayalı olduğuna dair kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilerek, eylemlerin rızaen olduğunun kabulü ile mağdurenin olay tarihinde 18 yaşı içinde olduğu cihetle sanığın kaçırıp alıkoyma eyleminin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nunda suç oluşturmadığı, rızaen cinsel ilişki eyleminin de 5237 sayılı TCK.nun 104/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması..”(YARGITAY 14. Ceza Dairesi, Esas No: 2011/160, Karar No : 2011/4647)
8- Cinsel saldırı suçunun cezası
Cinsel saldırı suçunun temel şeklinin cezası 5 yıldan 10 yıla kadar hapistir.
Vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle suçun işlenmesi durumunda yaptırım oniki yıldan az olmamak üzere hapistir.
102.maddenin 3. fıkrasındaki ağırlaştırıcı nedenlerin varlığı halinde ceza yarı oranında artırılacaktır.
Suç sonucunda mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Videolu anlatım için You Tube kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.
https://www.youtube.com/channel/UCApKDSY8wyjQWi1GmyDu9JQ
