CİNSEL İSTİSMAR SUÇUNA İŞTİRAK

Çocuğun cinsel istismarı, nitelikli cinsel saldırı, cinsel saldırı, cinsel istismara/saldırıya teşebbüs hakkında daha önceki yazılarımızda bilgiler vermiştik. Bu yazımızda cinsel istismar/saldırı suçuna iştirak hakkında Yargıtay kararları ışığında bilgiler vermeye çalışacağız.
TCK’nın 37.maddesine göre; bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişi tarafından fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesi halinde suça iştirakten söz edilecektir. Bir kişi tarafından işlenebilecek bir suç, aralarındaki anlaşma ve işbirliği suretiyle birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiği takdirde suçun iştirak halinde işlendiğinden söz edilecektir.
“Faillik” başlıklı TCK’nın 37.maddesinin 1.fıkrasında “müşterek faillik” ikinci fıkrasında ise “dolaylı faillik” düzenlenmiştir.
TCK’nın 37.maddesi gerekçesinde müşterek faillik ve dolaylı faillik örnekleriyle birlikte açıklanmıştır.
Gerekçeye göre;”… Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir. Ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında suç ortaklarının suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulur. Bu durumda, fiilin icrası veya sonuçsuz kalması ortak faillerden her birinin elinde bulunmaktadır. Örneğin suç ortaklarından birinin cebir veya tehdit kullanarak mağduru etkisiz hâle getirdiği, diğerinin de üzerindeki para ve sair kıymetli eşyayı aldığı yağma suçunda her iki suç ortağının suçun işlenişine yaptıkları katkı, suçun icrası açısından birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla, her iki suç ortağı, suçun işlenişi üzerinde ortak bir hâkimiyet kurmaktadır.
Suç ortaklarının iştirak katkılarının karşılıklı olarak birbirlerini tamamlamadığı durumlarda da müşterek faillik mümkündür. Bazı hâllerde failler, her biri suçun kanuni tanımındaki bütün unsurları tek başına gerçekleştirmek üzere, bir anlaşmaya varabilir. Örneğin bir kişiyi öldürmek için aralarında anlaşmış olan beş kişi, amacın gerçekleşme ihtimalini daha da yükseltmek için, aynı anda mağdurun üzerine ateş ederler. Ateşlenen mermilerden bir kısmı mağdura isabet eder, bir kısmı ise etmez. Bu örnek olayda bütün suç ortakları ortak bir suç işleme kararına dayanarak birlikte hareket etmektedirler. Bu beş suç ortağının ateşlediği mermilerden sadece bir tanesinin mağdura isabet edip ölümüne neden olması hâlinde dahi, tamamlanmış kasten adam öldürme suçundan dolayı bu kişilerden her biri müşterek fail olarak sorumlu tutulacaktır.
Müşterek faillik bakımından zorunlu diğer bir koşul, failler arasında birlikte suç işleme kararının varlığıdır. Belli bir hareketin icrasına ve neticenin meydana gelmesine ilişkin olan birlikte suç işleme kararı, kast kapsamında düşünülmelidir. Suç ortaklarının suçun işlenişine ilişkin kastlarının doğrudan veya olası kast gibi farklılık göstermesinin, müşterek fail olarak sorumlulukları üzerinde bir etkisi yoktur.
Bir suçun failine, onun haberi olmaksızın, tek taraflı iradeyle, suçun işlenmesine başlamadan önce veya suçun icrası sırasında yardım edilmesi hâlinde, müşterek fail olarak değil, yardım eden olarak sorumlu tutulmak gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında, dolaylı faillik düzenlenmiştir. Kişi suçu bir başkasını araç olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirebilir. Bu durumda dolaylı faillik söz konusudur. Dolaylı faillikte, arka plandaki kişi, suçun icraî hareketlerini gerçekleştiren şahsın ve hareketinin üzerinde hâkimiyet kurmaktadır ve bu hâkimiyet nedeniyle, fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Örneğin, yaşı küçük çocuğu kullanarak kasten adam öldürme suçunun işlenmesinin sağlanması halinde, dolaylı fail, asıl fiili işleyen kişi gibi cezalandırılır.
Suçun işlenmesinde kusur yeteneği olmayan kişilerin araç olarak kullanılması durumunda, dolaylı faile verilecek olan cezanın bu nedenle artırılması kabul edilmiştir. Zira bu durumda sadece bir suç işlenmemekte, kendisini yönlendirme yeteneği olmayan kişiler istismar da edilmektedir.”
“Yardım” başlıklı TCK’nı 39.maddesine göre;
Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek,
Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak,
Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
Hallerinden birini gerçekleştiren fail suça yardım nedeniyle cezalandırılacaktır.
SUÇA İŞTİRAK CEZASI
Kanuna göre; Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
Bu bilgiler ışığında suça iştirakle ilgili Yargıtay kararlarından örnekler vermek istiyoruz.
YARGITAY KARARLARI
“…Sanık Serkan ile aralarında fikir ve eylem birliği olan açık kimliği tespit edilemeyen diğer 2 kişinin ıssız bir yere araçla götürüp cebir ve tehdit kullanmak suretiyle direncini kırdıkları mağdureye karşı aynı mekanda birbirini takiben nitelikli cinsel saldırı suçunu gerçekleştirdikleri ve bizzat işledikleri eylemden ayrı olarak diğerinin eylemine de 5237 sayılı TCK.nın 37. maddesi anlamında katılmış olmaları nedeniyle 5237 sayılı TCK.nın 102/2 ve 102/3-d maddelerine göre belirlenen cezalarının teselsül nedeniyle aynı Kanunun 43. maddesi uyarınca da artırılması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır” (Yargıtay 14.CD, 2013/65 esas ve 2013/3264 karar)
“…Dosya kapsamına göre aralarında fikir ve eylem birliği bulunan sanıklar Doğan, Gökhan Ufuk’un araç içinde cebir ve tehdit kullanmak suretiyle mağdurenin direncini kırmalarının ardından Doğan Gökhan’ın Ufuk’un iştirakiyle mağdureye karşı aynı mekanda birbirini takiben nitelikli cinsel saldırı suçunu gerçekleştirdikleri ve bizzat işledikleri eylemden ayrı olarak diğerlerinin eylemine de TCK.nın 37. maddesi anlamında katılmalarından dolayı sanıkların TCK.nın 102/2 ve 102/3-d maddelerine göre belirlenen cezalarının teselsül nedeniyle aynı Kanunun 43. maddesi uyarınca da artırılmasında herhangi bir aykırılık görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir”(Yargıtay 14.CD, 2012/1906 esas ve 2012/3551 karar)
“..Sanık …’in kullandığı araçla mağdurenin cebir kullanılarak kaçırıldığı ve buna göre sanık TCK 37. maddesi anlamında suça doğrudan katıldığı halde hakkında TCK.nın 39. maddesinin uygulanması..” (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/9903 E. , 2015/2695 K.)
“…Onaylı nüfus kayıt örneğinden 18 yaşı içerisinde bulunan katılan mağdurenin aşamalardaki uyumlu ve samimi görülen anlatımlarına, sanıkların soruşturma aşamasındaki sıcağı sıcağına etkiden uzak beyanlarına ve tüm dosya içeriğine göre, sanık …’ın ilgi duyduğu mağdureyi kaçırma düşüncesini ablası olan sanık … ile yengesi …’ye olay öncesinde söylediği, olay tarihinde sanık …’nın Kuran kursuna beraber gittiği mağdurenin yanında olduğunu sanık …’a telefon ile bildirmesi üzerine, sanık …’ın kullandığı araç ile yanında sanıklardan … olduğu halde katılan mağdure … ve sanık …’nın yanına gittiği, sanık …’nin sanık …’ın isteği üzerine katılan mağdureye perde alacaklarını söyleyerek evin perde ölçüsünü aldıktan sonra perdeciye gitme teklifinde bulunduğu, katılan mağdurenin yanlarında gelmesine ikna edilmesi üzerine, sanıklar …, … ve … ile katılan mağdurenin araç ile olayın gerçekleştiği eve doğru gittikleri, katılan mağdurenin dışarıda beklediği sırada sanık …’nin katılan mağdureye boyunun uzun olduğunu söyleyerek eve gelip kendilerine yardımcı olmasını istediği, katılan mağdurenin eve girmesinden kısa bir süre sonra sanıklar arasında tasarlandığı şekilde sanık … ile …’nın evin kapısını kilitleyerek sanık … ile mağdurenin cinsel istismarda bulunacağını bilerek ve bu eylem için başbaşa kalmalarını sağladıkları, mağdure …’in evden ayrılmasına engel olan sanık …’ın ise katılan mağdureyi zorla odaya götürerek koli bandı ile önce ağzını bantladığı, sonra kollarını bağlayarak yatağa yatırıp katılan mağdurenin iç çamaşırlarını çıkartmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık … ile …’nın, sanık …’ın katılan mağdureye yönelik, baştan itibaren bilerek ortak hakimiyet sağlamak ve icra hareketlerini birlikte gerçekleştirmek suretiyle 5237 sayılı TCK.nın 103/1-b ve 2. fıkrasında öngörülen nitelikli cinsel istismar suçuna aynı Kanunun 37. maddesi anlamında asli fail olarak iştirak ettikleri gözetilmeden, haklarında aynı Kanunun 39. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini…” (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/8470 E. , 2013/13284 K.)
“…Dosya kapsamına göre sanıklar Burak ile Özkan’ın diğer sanık Seyithan’ın işlediği nitelikli cinsel saldırı suçuna olay anında aracın hemen yanında hazır beklemeleri nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 37/1. maddesi anlamında iştirak ettikleri ve bu haliyle her üç sanık hakkında cinsel saldırı suçundan hüküm tesis edilirken 5237 sayılı TCK’nın 102/3-d maddesinin uygulanması ve sanıklar Burak ile Özkan hakkında da aynı Kanun’un 39. maddesinin uygulanmaması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sanıklar hakkında eksik ceza tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır…..” ( Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2011/326 E., 2011/236 K.)
“….Nitelikli cinsel saldırı suçunda, mağdurenin aşamalardaki anlatımları ile tüm dosya içeriğine göre mağdureyi ahırın içine soktuktan sonra kapıyı arkadan kilitleyerek sanık …’nin mağdureye cinsel saldırıda bulunacağını bilerek bu eylem için başbaşa kalmalarını sağlayan diğer sanıklar… ile…e’nin, …i’nin eylemine asli fail olarak iştirak ederek suçu beraber işlediklerinin anlaşılması karşısında, iştiraklerinin 5237 sayılı TCK’nın 37. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, haklarında aynı Kanunun 39. maddesinin uygulanması suretiyle cezalarının eksik tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış…” (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/9439 E. , 2017/4553 K.)
VİDEOLU ANLATIM İÇİN YOUTUBE KANALIMIZI ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ